Kurtulmuş: Dünya için yeni bir dönemin kurulması artık kaçınılmaz

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş İzmir programı kapsamında Ege Üniversitesi Rektörlüğünü ziyaret etti. İzmir Valisi Süleyman Elban ve AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile birlikte geldiği ziyarette Rektör Prof. Dr. Necdet Budak tarafından karşılandı. Kurtulmuş, ziyaretin ardından, Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi'nde yapılan Ege Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Törenine katıldı. Törende, Vali Süleyman Elban, Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Emniyet Müdürü Celal Sel, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ve AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı da yer aldı. Törende konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Üniversiteler Türkiye'nin geleceğinin teminatı olan yerlerdir. Üniversitelerimiz Türkiye'nin gelişmesinin, kalkınmasının, daha ileriye gitmesinin, dünyayla yarışabilmesinin en önemli merkezlerinden birisidir. İzmir'de Ege Üniversitesi de gerçekten Türkiye'de bilim hayatının öncülerinden olmuş. Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bıraktık. Nice zor, fırtınalı günleri geride bıraktık. Bu kadar zorluktan nasıl çıktık buraya geldik derseniz, üç anahtar kelimeyi ifade etmek isterim. Bunlardan biri milli birlik ve beraberliktir. Bir diğerinin demokratik uzlaşma kültürü olduğunu ifade etmek isterim. Bir diğeri ise kalkınmacılıktır. Türkiye en zor şartlarda bile hep karşısına bir hedef olarak 'Kalkınmacılığı' koymuştur" dedi. Türkiye'nin bugün sahip olduğu muazzam potansiyeliyle, önünde kendisini bekleyen fevkalade imkan ve fırsatlarla yeni dünya düzeninin kurulmasında etkili ülkelerden birisi olmaya aday olduğunu söyleyen Numan Kurtulmuş, "Bugün Türkiye'de 209 üniversitemiz var, 7,5 milyon evladımız bu üniversitelerde eğitim alıyor. Sayıları artık 10 binlerle ifade edilen bir öğretim üyesi kadrosuna sahibiz. Bu Türkiye için büyük bir gelişmedir" dedi. İlginizi Çekebilir 'TÜRKİYE'NİN ÇOK KUTUPLULUĞUN NİMETLERİNDEN İSTİFADE EDECEĞİ DÖNEM OLACAK' Türkiye'nin hava alanında bir tane araç üretemezken bugün milli savunma sanayisinde dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, "Piyade tüfeğinin kurşununu üretemeyen bir Türkiye'den hayranlıkla izlendiği bir konuma gelinmiştir. Dolayısıyla bu kadar büyük imkan ve fırsatları olan Türkiye için önümüzdeki dönem, çok kutupluluğun nimetlerinden istifade edeceği bir dönem olacak. Bu süre içerisinde hem siyaset hem de akademi dünyamızın en önemli sorumluluklarından birisi yeni oluşacak dünya sisteminin insani, hakkaniyetli ve adil bir şekilde oluşması için fikir üretmek ve teklifleri ortaya sunmaktır. Bugün dünya, iklim değişikliklerinden çatışmalara, işgallere, küresel ölçekte dünyanın her tarafını ilgilendiren göçmen krizlerinden, yabancı düşmanlığına, İslam karşıtlığına kadar, çok alanda, yoğun problemlerle boğuşmaktadır. Bu süreç içerisinde bütün sorunlarla ilgili küresel bir kurum mevcuttur. Dünyada açlığı, kıtlığı önlemek için FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) diye bir kuruluş vardır ama maalesef sadece kağıt üzerinde bir kuruluştur. Dünyada göçmen meselesini halletmek için Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) diye bir kuruluş var ama bu kurum dünyadaki göçmen meselesini halledebilecek en ufak bir imkana sahip değildir. İklim krizleriyle ilgili anlaşmalar, organizasyonlar vardır ama hiçbir sorun neredeyse ele alınamamaktadır. Ayrıca dünyada barışın sağlanması için Birleşmiş Milletler diye kocaman bir bina ve o Birleşmiş Milletler'in içerisinde muhteşem bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi vardır. Fakat Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir çatışmayı önleyememektedir. Ayrıca bu çatışma bölgelerine gitsinler diye birtakım Birleşmiş Milletler Barış Gücü misyonları vardır. Bunların da çoğu hemen hemen işlevsiz, kontrolsüz bir hale gelmiştir. Uluslararası Adalet Divanı vardır. En son İsrail'in Gazze'de yapmış olduğu soykırım Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı'na taşındı. Türkiye olarak biz de o davaya müdahiliz. Oradan İsrail aleyhine birtakım kararlar çıkmasına rağmen uygulanabildi mi? Bütün bu kurumların hemen hepsi maalesef uygulamalarında başarısız olan, işlevleri ortadan kalkmış birtakım kurumlar haline gelmiştir" diye konuştu. 'ULUSLARARASI KURUMLARIN BAŞARILI OLMALARI İÇİN MEŞRUİYET SAHİBİ OLMALARI GEREKİR' Uluslararası kurumların başarılı bir şekilde devam edebilmeleri için üç tane temel şartı yerine getirmeleri gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Bunlardan birincisi kendi alanlarında istikrarlı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmeleri. İkincisiyse meşruiyet sahibi olmalarıdır. Herkese eşit davranan, herkese karşı adil davranan bir meşruiyet içerisinde hareket etmeleridir. Üçüncüsüyse etki alanlarındaki insanlara, bütün insanlığa güvence sunabilmeleridir. Bu kurumlardan hangisi istikrarlıdır? Hangisinin meşruiyeti vardır? Hangisinin insanoğluna herhangi bir güvence verdiği görülmüştür? Gazze, insanlık tarihinin dönüm noktalarından birisidir. İddialı bir şekilde söylüyorum ki bundan sonra ne uluslararası si

Kasım 12, 2024 - 01:53
 0
Kurtulmuş: Dünya için yeni bir dönemin kurulması artık kaçınılmaz

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş İzmir programı kapsamında Ege Üniversitesi Rektörlüğünü ziyaret etti. İzmir Valisi Süleyman Elban ve AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile birlikte geldiği ziyarette Rektör Prof. Dr. Necdet Budak tarafından karşılandı. Kurtulmuş, ziyaretin ardından, Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi'nde yapılan Ege Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Törenine katıldı. Törende, Vali Süleyman Elban, Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Emniyet Müdürü Celal Sel, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ve AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı da yer aldı. Törende konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Üniversiteler Türkiye'nin geleceğinin teminatı olan yerlerdir. Üniversitelerimiz Türkiye'nin gelişmesinin, kalkınmasının, daha ileriye gitmesinin, dünyayla yarışabilmesinin en önemli merkezlerinden birisidir. İzmir'de Ege Üniversitesi de gerçekten Türkiye'de bilim hayatının öncülerinden olmuş. Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bıraktık. Nice zor, fırtınalı günleri geride bıraktık. Bu kadar zorluktan nasıl çıktık buraya geldik derseniz, üç anahtar kelimeyi ifade etmek isterim. Bunlardan biri milli birlik ve beraberliktir. Bir diğerinin demokratik uzlaşma kültürü olduğunu ifade etmek isterim. Bir diğeri ise kalkınmacılıktır. Türkiye en zor şartlarda bile hep karşısına bir hedef olarak 'Kalkınmacılığı' koymuştur" dedi.

Türkiye'nin bugün sahip olduğu muazzam potansiyeliyle, önünde kendisini bekleyen fevkalade imkan ve fırsatlarla yeni dünya düzeninin kurulmasında etkili ülkelerden birisi olmaya aday olduğunu söyleyen Numan Kurtulmuş, "Bugün Türkiye'de 209 üniversitemiz var, 7,5 milyon evladımız bu üniversitelerde eğitim alıyor. Sayıları artık 10 binlerle ifade edilen bir öğretim üyesi kadrosuna sahibiz. Bu Türkiye için büyük bir gelişmedir" dedi.

İlginizi Çekebilir

'TÜRKİYE'NİN ÇOK KUTUPLULUĞUN NİMETLERİNDEN İSTİFADE EDECEĞİ DÖNEM OLACAK'

Türkiye'nin hava alanında bir tane araç üretemezken bugün milli savunma sanayisinde dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, "Piyade tüfeğinin kurşununu üretemeyen bir Türkiye'den hayranlıkla izlendiği bir konuma gelinmiştir. Dolayısıyla bu kadar büyük imkan ve fırsatları olan Türkiye için önümüzdeki dönem, çok kutupluluğun nimetlerinden istifade edeceği bir dönem olacak. Bu süre içerisinde hem siyaset hem de akademi dünyamızın en önemli sorumluluklarından birisi yeni oluşacak dünya sisteminin insani, hakkaniyetli ve adil bir şekilde oluşması için fikir üretmek ve teklifleri ortaya sunmaktır. Bugün dünya, iklim değişikliklerinden çatışmalara, işgallere, küresel ölçekte dünyanın her tarafını ilgilendiren göçmen krizlerinden, yabancı düşmanlığına, İslam karşıtlığına kadar, çok alanda, yoğun problemlerle boğuşmaktadır. Bu süreç içerisinde bütün sorunlarla ilgili küresel bir kurum mevcuttur. Dünyada açlığı, kıtlığı önlemek için FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) diye bir kuruluş vardır ama maalesef sadece kağıt üzerinde bir kuruluştur. Dünyada göçmen meselesini halletmek için Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) diye bir kuruluş var ama bu kurum dünyadaki göçmen meselesini halledebilecek en ufak bir imkana sahip değildir. İklim krizleriyle ilgili anlaşmalar, organizasyonlar vardır ama hiçbir sorun neredeyse ele alınamamaktadır. Ayrıca dünyada barışın sağlanması için Birleşmiş Milletler diye kocaman bir bina ve o Birleşmiş Milletler'in içerisinde muhteşem bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi vardır. Fakat Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir çatışmayı önleyememektedir. Ayrıca bu çatışma bölgelerine gitsinler diye birtakım Birleşmiş Milletler Barış Gücü misyonları vardır. Bunların da çoğu hemen hemen işlevsiz, kontrolsüz bir hale gelmiştir. Uluslararası Adalet Divanı vardır. En son İsrail'in Gazze'de yapmış olduğu soykırım Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı'na taşındı. Türkiye olarak biz de o davaya müdahiliz. Oradan İsrail aleyhine birtakım kararlar çıkmasına rağmen uygulanabildi mi? Bütün bu kurumların hemen hepsi maalesef uygulamalarında başarısız olan, işlevleri ortadan kalkmış birtakım kurumlar haline gelmiştir" diye konuştu.

'ULUSLARARASI KURUMLARIN BAŞARILI OLMALARI İÇİN MEŞRUİYET SAHİBİ OLMALARI GEREKİR'

Uluslararası kurumların başarılı bir şekilde devam edebilmeleri için üç tane temel şartı yerine getirmeleri gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bunlardan birincisi kendi alanlarında istikrarlı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmeleri. İkincisiyse meşruiyet sahibi olmalarıdır. Herkese eşit davranan, herkese karşı adil davranan bir meşruiyet içerisinde hareket etmeleridir. Üçüncüsüyse etki alanlarındaki insanlara, bütün insanlığa güvence sunabilmeleridir. Bu kurumlardan hangisi istikrarlıdır? Hangisinin meşruiyeti vardır? Hangisinin insanoğluna herhangi bir güvence verdiği görülmüştür? Gazze, insanlık tarihinin dönüm noktalarından birisidir. İddialı bir şekilde söylüyorum ki bundan sonra ne uluslararası sistem eskisi gibi devam edecek ne İsrail bu şekilde saldırganlıklarını sürdürebilecek ne de Filistin davası bu haliyle devam edecektir. Filistin davası için yeni bir dönem başlamıştır. İsrail için de yeni bir dönem başlamıştır ama hepsinden önemlisi dünya için yeni bir dönemin kurulması artık kaçınılmaz olarak ihtiyaç haline gelmiştir. 7 Ekim'de İsrail'in yoğun saldırılarından sonra, 14-15 uluslararası toplantıya katıldım. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; başlangıçta ülkelerin bir kısmı İsrail'den daha fazla İsrail'i savunurken; şimdi bu soykırım, bu insanlık suçları, bardağı taşırmış olan bu katliamlar hiç kimsenin savunamayacağı bir noktaya geldi. Cumhurbaşkanımız bütün bunları uluslararası platformlarda söylerken belki çok fazla taraftar bulmuyordu ama 14 ay sonunda geldiğimiz noktada bizim açıktan söylediklerimiz karşısında takdirlerini ve tebriklerini ifade ediyorlar."

'HAKLININ HAKKININ ALINDIĞI BİR BAKIŞ AÇISININ ORTAYA KONULMASI LAZIM'

Katıldığı uluslararası bir oturuma değinen Kurtulmuş, "İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasının konuşulma hakkı gelmiştir' dedim. Ancak Türkiye'nin temsilcisi bunu söyleyebilir. Ancak böylesine büyük bir antiemperyalist mücadelenin içinden geçen bir milletin evladı bunu söyleyebilir. Çoğu bizatihi toplandıktan sonra geldiler, tebrik ettiler. Dünyada yeni bir sistemin kurulmasının vakti gelmiştir. Türkiye öncü olacak ülkelerden birisidir. Türkiye'nin siyaseti ve akademisi bu konuda hayati tarihi rolü oynayacak. Yeni bir dünya sistemi kurulacaksa dört tane temel noktayı ifade etmek istiyorum. Yeni bir dünya kurulacaksa şu andaki sistemin en temel yanılgılarından birisi olan güçlünün hakkını almak üzere kurulmuş olan bu uluslararası sistemin kodlarından mutlaka uzaklaşmak hatta bu konuları tamamen silmek, haklının hakkının alındığı ve teslim edildiği bir bakış açısının ortaya konulması lazım. Filistinlilere İsraillilerin yapmış olduğunun milyonda birini Filistin yapsaydı bütün dünya başlarına yıkılırdı. Çünkü öteki adamın İsrail hükümetine destekleri vardı. Gazze'de çok insan öldü. Hepimiz her gün seyrettiklerimizde, duyduklarımızda, haber aldıklarımızda kahroluyoruz. Artık sözün bittiği yer. Bugünkü küresel sistemin ikinci temel yanılgısı, dünya sistemini kuranlar sadece dünyayı değil bütün kainatı babalarının malı gibi görürler" dedi.

Salim Güran'ın oğlu Devran'dan Nevzat Bahtiyar'a tehdit! Tepki gelince paylaşımı sildi

'DÜNYA HİÇ KİMSENİN BABASININ MALI DEĞİLDİR'

'Dünya hiç kimsenin, hiçbir milletin, hiçbir siyasetin, hiçbir ülkenin babasının malı değildir' diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Dünya 8 milyar insanın ortak yeridir. Bize de mülk olarak verilmiş değil, mirasçı olarak devredilmiştir. İklim anlaşmalarından sonuç çıkmamasının temel nedenlerinden birisi budur. İklim sözleşmeleri üzerinden birtakım siyasi manevra yapanların önce şunun hesabını vermesi lazım. 'Kalkınma' adı altında dünyanın bütün imkanlarını sömürmek isteyen bu zihniyetin büyük payı vardır. Üçüncü temel meseleyse insanlar arasında bir eşitsizlik anlayışı söz konusudur. Irk ayrımcılığı, göçmen karşıtlığı ve bugün İsrail'in yaptığı saldırıların arkasındaki temel mesele insanlar arasında hiyerarşidir. Kendilerini birinci sınıf, diğerlerini ikinci, üçüncü sınıf görüyorlar. Yeni sistemden bahsedeceksek insanların yaradılışta eşitliği prensibini içselleştirmiş anlayışı ortaya koymak zorundayız. Yeni sistemin dördüncü temel ilkesi ise milletlerin, devletlerin egemenlikte eşitlik prensibi olmasıdır. Bir Afrika'daki ufak bir devletin herhangi bir Batılı ülkeden, egemenlik bakımından bir farkı yoktur, olmamalıdır. Hiçbir devlet bir diğerinden üstün değildir. Biz farklı bir milletiz. Hiçbir zaman emperyalizmin boyunluğuna girmedik. Şu İzmir'den düşmanı nasıl denize attığımızı, hangi yoğunluklarla attığımızı dün gibi hatırlıyoruz. Bu Anadolu topraklarına girdiğimizden bu yana hangi büyük güçlerle de mücadeleler verdiğimizi biliyoruz. Hiçbir zaman köleleştirilmedik. Hiçbir zaman emperyalizmin çizmesi altında kalmadık. Hiçbir zaman bu milletin asli evlatlarından başka kimseden ise emir almadık."

'SAĞLIK KONUSUNDA AR-GE MUTFAĞI OLMAK İSTİYORUZ'

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise "Ege Üniversitesi'nin 70'inci yılında sağlık temalı logomuzu da sizinle paylaşıyorum. Sağlık konusunda Ar-Ge mutfağı olmak istiyoruz. Köklü üniversitemizi ulusal ve uluslararası arenada hak ettiğimiz noktaya taşıma hedefiyle attığımız tüm adımlar sizlerle daha güçlenmektedir" dedi.

FİDANLAR TOPRAKLA BULUŞTU

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında, İzmir'de 15 Ağustos'ta başlayan ve 3 günden daha uzun süre ağaçların yanarak yok olduğu Karşıyaka'da Seyir Terası Bölgesi'ndeki fidan dikim etkinliğine katıldı. Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de her yaz mevsiminde çıkan orman yangınlarının sadece ağaçların ya da birtakım canlıların yanmasına değil, halkın ciğerlerinin de yanmasına neden olduğunu söyleyerek, "Dünyadaki mevsimlere göre farklı bölgelerde yoğun orman yangınlarıyla karşılaşıyoruz. Çünkü insan hatalarıyla olan yangınlar bir yana, esas itibarıyla iklim krizi, kuraklık ve aşırı sıcaklık yüzünden çok sayıda orman yangınına şahit oluyoruz. Türkiye'de yaşanan yangınların yüzde 90'ından fazlası, insan hatalarından oluyor. Herkesin çevreye duyarlı hale getirilmesi, bu yangınları önlemek açısından çok değerli. Yeni neslin ağaçları cansız nesne şeklinde görerek değil de her birisine sevgi ve şefkatle yaklaşan nesiller olarak yetişmelerini sağlamalıyız" dedi.

'YERYÜZÜ BABAMIZIN MALI DEĞİLDİR'

Orman yangınlarından korunmanın yolunun önce eğitimden başladığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Bugün gençlerimizi bir araya getirmiş olmak önemli bir derstir. Türkiye esasında su bakımından zengin olan bir yer değildir. Uyanık olmalı, son yıllarda artan orman yangınlarıyla mücadele kapasitemizi her yıl biraz daha arttırarak devam ettirmeliyiz. Hem kurumsal kapasitemizi arttırıyoruz hem araç-gereçlerimizi arttırıyoruz. Ormancı kardeşlerin eğitimlerini profesyonel hale getiriyoruz. Önce koruyup sonra yeşillendirip mevcut olana da gözümüzün içi gibi bakmalıyız. Atalarımız bize hayatla haşır neşir olmayı öğretti. Hepimizin büyükleri fidan dikmiş, ağaç yetiştirmiştir. Kültürümüzde dikili ağacı olmamak bir eksikliktir. Genç nesillere dikili ağacı olmanın kainatla, evrenle barışık olmanın da bir göstergesi olduğunu öğretmemiz lazım. İnsanoğlunun modern çağlardaki en büyük yanılgısı emrine amade kılınan dünyanın ve kainatın zenginliklerini hemen şimdi bitirerek, bunu imkan olarak görmesidir. Babasının mülkü gibi görüp, bunu sınırsız bir iştahla gelir elde etmek için kullanmasıdır" ifadelerini kullandı.

'YOLA DEVAM EDECEĞİZ'

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın birçok yerinde ormanların açılarak oraların birtakım rant yerleri haline getirildiğini biliyoruz. Sanayileşmeyle birlikte nehirlerin zehir akar hale geldiğini biliyoruz. Başta Amazon ormanları olmak üzere dünyanın birçok yerinde kainatın en önemli varlıklarının nasıl talan edildiğini biliyoruz. Dolayısıyla insanoğlunun önce bu yanılgıdan kurtulması lazım. Yeryüzü bizim babamızın malı değildir. Bizim üzerimize düşen, gördüğümüz şeyi kendi malımız gibi almak, onu mülk edinmek değildir. Yeryüzünün bize miras bırakıldığını ve bunu en iyi şekilde devretmemiz gerektiğini nesillerimize öğretmeliyiz. Dünyanın kendi babasının malıymış gibi olduğunu düşünenlerin dünyaya vereceği hiçbir şey yoktur. Onlar sadece tahribattır, sadece dünya nimetlerinin talan edilmesidir. Başta orman varlıklarımızı arttırarak, koruyarak, bilinçlendirmeye devam ederek yola devam edeceğiz. Hz. Peygamber'in bize öğrettiği şey, 'Kıyametin koptuğunu duysanız elinizdeki fidanı dikin'. Bu sözüyle 'Yeryüzünde bizden sonra yaşayacak olanların hakkını verin' demek istiyor."

'BU ALANA 1 MİLYON 100 BİN FİDAN DİKİLECEK'

İzmir Valisi Süleyman Elban da Karşıyaka'da 15 Ağustos'ta başlayan ve 3 günden daha uzun süren yangınının orman teşkilatı ve tüm kurumların katkısıyla söndürüldüğünü belirterek, "Yangın, bu yoğun ve fedakar çalışmalarla, 80 kilometrenin üzerine çıkan rüzgar şartlarına rağmen, insanüstü bir çabayla kısa sürede söndürüldü. Orman yangını sırasında ve söndükten hemen sonra bu alanın her metrekaresinin ağaçlandırılacağını söyledik. Ayın 18'inde orman yangını bittikten 10 gün sonra 28 Ağustos'ta alanda temizlik ve ağaçlandırma çalışması ile ilgili hazırlıklara başladık" dedi.

Bu sahada hazırlıkların tamamlandığını söyleyen Vali Elban, şöyle devam etti:

"Mart 2025'e kadar bu alana 1 milyon 100 bin fidan ve 8 ton tohum atarak 2 bin 900 hektarlık yangından etkilenen alandaki 1580 hektarlık orman alanını yeniden ayağa kaldıracağız. 1320 hektarlık alandaki yerleşim yeri ve mera dışında kalan orman olmayan yerleri de ağaçlandıracağız. Dolayısıyla daha fazla ağaca kavuşturacağız. Bu alanın birkaç sene sonra yemyeşil orman olduğunu hep birlikte nefes olduğunu göreceğiz. Bu yaz dönemi ilimiz genelinde yangından etkilenen tüm alanda ağaçlandırma çalışmaları başladı."

Eski Gençlik ve Spor Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu da hem bugün hem yarınlar için fidanların toprakla buluşturulacağını dile getirerek, "Toprak, su, canlı bir mirasın ötesinde birer emanettir. Çevre dostu, ağaç dostu bir neslin yetişmesi için güçlü çalışmalarımızı birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Kurtulmuş ve protokol üyeleri alana fidan dikti.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow