Atatürk'e Çanakkale'de yenilen komutan: Cenazesini ayakta selamladı
ÇOMÜ Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi el yazısıyla yazdığı ve Genelkurmay arşivinde yer alan Anafartalar Muharebatı'na ait tarihçeyi değerlendirdi. Dr. Sabah, Atatürk'ün Çanakkale Savaşı sırasında yaşadıklarını kaleme aldığı belgelerde; 6-10 Ağustos muharebeleri öncesinde Conkbayırı'na yönelecek tehlikeyi 2 ay öncesinde öngördüğünü ancak dikkate alınmadığını anlattığını söyledi. Sabah, nitekim saldırılar başladığında haklı çıktığını ve o an dikkate alınmadığı için Çanakkale savunmasını çok zor bir döneme girdiğine de belgelerde yer verdiğini aktardı. Sabah, belgelerde aynı zamanda Anafartalar Grup Komutanlığı'na atanma sürecinde 5'inci Ordu Komutanı Liman von Sanders ile olan telefon görüşmesinin detayları ve böylesi riskli bir durumda komutayı vatanı mahvolduktan sonra yaşamayı göze almadığı için büyük bir iftiharla kabul ettiğinin de yer aldığı söyledi. 'TEHLİKEYİ 2 AY ÖNCEDEN ÖNGÖRMÜŞ' Çanakkale Cephesi'nin Atatürk'ün hayatında ve kariyerinde çok önemli rol oynadığına dikkati çeken Sabah, "Kendisinin Çanakkale'de aldığı kararlar ve üstlendiği sorumluluklar, Atatürk olmaya giden süreçte çok önemli bir aşamayı kaydetti. Bunlara baktığımız zaman daha 25 Nisan'da, kara muharebelerin başladığı ilk günde Mustafa Kemal Atatürk Arıburnu'na yönelen tehlikeyi fark etmiş ve durumun ciddiyetini kavrayarak kendi inisiyatifiyle 57'nci Alayı da harekete geçirip, Conkbayırı'na yetişmiştir. Burada, 57'nci Alay ile birlikte gerçekleştirdiği müdahale ile Çanakkale muharebelerinin seyrinde çok önemli bir rol üstlenmiştir. Keza haziran ayında komutanı olduğu 19'uncu Tümen'in sorumluluk alanını genişlemesiyle birlikte yaklaşacak tehlikeyi öngörmüş ve tehlikeden 2 ay önce üst makamlarını, komutanlarını beklediği tehlikeyle ilgili uyarmıştı" dedi. Haber Detay Görsel Slider 'CONKBAYIRI ADETA KAYBEDİLMEK NOKTASINA GELMİŞTİ' Dr. Sabah, "Atatürk daha haziran ayında Conkbayırı'na ve Kocaçimentepe'ye yönelecek olan tehlikeyi öngörmüş ve buranın kuvvetle tutulması noktasında üst makamları daima uyarmıştı. Fakat 6-10 Ağustos saldırılarında Conkbayırı'na yönelen tehlike başladığında, Conkbayırı'ndaki durum oldukça kritik bir hal almış ve uğruna binlerce şehit verilen Conkbayırı adeta kaybedilme noktasına gelmişti. Tam da bu atmosferde 5'inci Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve kendisi ordu komutanına 'kaybedilecek bir dakikanın dahi kalmadığını' belirterek bu tehlikenin bertaraf edilmesi için bölgedeki birliklerin kendisinin emrine verilmesi gerektiğini söylemişti. 8 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Grup Komutanlığı'na atanmış, 9 Ağustos tarihinde Anafartalar'da, 10 Ağustos'ta ise Conkbayırı’nda gerçekleştirdiği başarılı taarruzlarla Çanakkale'yi ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmıştı" diye konuştu. İlginizi Çekebilir 'ÇANAKKALE'DEN SONRA BİR GAZETECİ KENDİSİYLE BİR RÖPORTAJ GERÇEKLEŞTİRMİŞ' Çanakkale'de elde ettiği bu başarıların dönem basınına da yansıdığını söyleyen Dr. İsmail Sabah, "29 Ekim 1915 tarihinde Tasvir-i Efkar Gazetesi'nde kendisinin bir fotoğrafı yayınlanmış ve altında da Çanakkale'deki başarılarına dikkat çekilmişti. Hatta Çanakkale muharebelerinden sonra Ruşen Eşref isimli bir gazeteci kendisiyle röportaj gerçekleştirmiş. Bu röportaj esnasında Anafartalar Grup Komutanlığı gibi büyük bir sorumluluğu nasıl kabullendiğini sormuştur. Mustafa Kemal Bey, kendisine vermiş olduğu cevapta aynen şu ifadeleri kullanmıştır; 'Başkaları tarafından başlanmış ve kanlı bir şekilde kaybedilmiş bir savaşın sorumluluğunu vatan mahvolduktan sonra yaşamayı göze almadığım için kemal-i iftiharla kabul ettim' demiştir. Dolayısıyla Atatürk, Çanakkale muharebelerinde sorumluluktan kaçmayan ve en tehlikeli anda sorumluluğu üstlenmeyi göze alabilen bir komutan olduğunu ispatlamıştı. Çanakkale muharebelerinde sorumluluktan kaçmayan bir komutan olduğunu gösteren Mustafa Kemal Bey, ulusal kurtuluş mücadelesine de önderlik etmiş ve bu mücadeleyi başarıyla taçlandırmıştır. Akabinde de Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur" dedi. 'AYNI ZAMANDA BİR ÇANAKALE GAZİSİ VE KAHRAMANIYDI' Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat yıl dönümüne ilişkin de Dr. Sabah, "10 Kasım 1938 tarihinde vefat ettiğinde Türk milleti sadece Atatürk'ü değil, aynı zamanda bir Çanakkale kahramanını da kaybetmiş oldu. Çünkü Türk milleti bağımsızlık mücadelesini bir Çanakkale kahramanının peşinde vermiş ve ondan sonra ona Atatürk demişti. Dolayısıyla kaybettiğimiz kişi, sadece Atatürk değil aynı zamanda bir Çanakkale gazisi ve kahramanıydı" diye konuştu. Haber Detay Görsel Slider 'ATATÜRK'ÜN CENAZESİNİ AYAKTA SELAMLAMIŞTIR' Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonra yapılan cenaze töreninin bir devlet başkanına yapılan en büyük cenaze törenlerinden biri olarak tarihteki yerini aldığını söyleyen Dr. Sabah, o anların Koleksiyoner Necmettin Özçelik'in arşivinde yer alan fotoğrafını gösterip, "Bu tören esnasında çekilen fotoğraflara baktığımızda, Çana
ÇOMÜ Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi el yazısıyla yazdığı ve Genelkurmay arşivinde yer alan Anafartalar Muharebatı'na ait tarihçeyi değerlendirdi. Dr. Sabah, Atatürk'ün Çanakkale Savaşı sırasında yaşadıklarını kaleme aldığı belgelerde; 6-10 Ağustos muharebeleri öncesinde Conkbayırı'na yönelecek tehlikeyi 2 ay öncesinde öngördüğünü ancak dikkate alınmadığını anlattığını söyledi. Sabah, nitekim saldırılar başladığında haklı çıktığını ve o an dikkate alınmadığı için Çanakkale savunmasını çok zor bir döneme girdiğine de belgelerde yer verdiğini aktardı. Sabah, belgelerde aynı zamanda Anafartalar Grup Komutanlığı'na atanma sürecinde 5'inci Ordu Komutanı Liman von Sanders ile olan telefon görüşmesinin detayları ve böylesi riskli bir durumda komutayı vatanı mahvolduktan sonra yaşamayı göze almadığı için büyük bir iftiharla kabul ettiğinin de yer aldığı söyledi.
'TEHLİKEYİ 2 AY ÖNCEDEN ÖNGÖRMÜŞ'
Çanakkale Cephesi'nin Atatürk'ün hayatında ve kariyerinde çok önemli rol oynadığına dikkati çeken Sabah, "Kendisinin Çanakkale'de aldığı kararlar ve üstlendiği sorumluluklar, Atatürk olmaya giden süreçte çok önemli bir aşamayı kaydetti. Bunlara baktığımız zaman daha 25 Nisan'da, kara muharebelerin başladığı ilk günde Mustafa Kemal Atatürk Arıburnu'na yönelen tehlikeyi fark etmiş ve durumun ciddiyetini kavrayarak kendi inisiyatifiyle 57'nci Alayı da harekete geçirip, Conkbayırı'na yetişmiştir. Burada, 57'nci Alay ile birlikte gerçekleştirdiği müdahale ile Çanakkale muharebelerinin seyrinde çok önemli bir rol üstlenmiştir. Keza haziran ayında komutanı olduğu 19'uncu Tümen'in sorumluluk alanını genişlemesiyle birlikte yaklaşacak tehlikeyi öngörmüş ve tehlikeden 2 ay önce üst makamlarını, komutanlarını beklediği tehlikeyle ilgili uyarmıştı" dedi.
'CONKBAYIRI ADETA KAYBEDİLMEK NOKTASINA GELMİŞTİ'
Dr. Sabah, "Atatürk daha haziran ayında Conkbayırı'na ve Kocaçimentepe'ye yönelecek olan tehlikeyi öngörmüş ve buranın kuvvetle tutulması noktasında üst makamları daima uyarmıştı. Fakat 6-10 Ağustos saldırılarında Conkbayırı'na yönelen tehlike başladığında, Conkbayırı'ndaki durum oldukça kritik bir hal almış ve uğruna binlerce şehit verilen Conkbayırı adeta kaybedilme noktasına gelmişti. Tam da bu atmosferde 5'inci Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve kendisi ordu komutanına 'kaybedilecek bir dakikanın dahi kalmadığını' belirterek bu tehlikenin bertaraf edilmesi için bölgedeki birliklerin kendisinin emrine verilmesi gerektiğini söylemişti. 8 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Grup Komutanlığı'na atanmış, 9 Ağustos tarihinde Anafartalar'da, 10 Ağustos'ta ise Conkbayırı’nda gerçekleştirdiği başarılı taarruzlarla Çanakkale'yi ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmıştı" diye konuştu.
'ÇANAKKALE'DEN SONRA BİR GAZETECİ KENDİSİYLE BİR RÖPORTAJ GERÇEKLEŞTİRMİŞ'
Çanakkale'de elde ettiği bu başarıların dönem basınına da yansıdığını söyleyen Dr. İsmail Sabah, "29 Ekim 1915 tarihinde Tasvir-i Efkar Gazetesi'nde kendisinin bir fotoğrafı yayınlanmış ve altında da Çanakkale'deki başarılarına dikkat çekilmişti. Hatta Çanakkale muharebelerinden sonra Ruşen Eşref isimli bir gazeteci kendisiyle röportaj gerçekleştirmiş. Bu röportaj esnasında Anafartalar Grup Komutanlığı gibi büyük bir sorumluluğu nasıl kabullendiğini sormuştur. Mustafa Kemal Bey, kendisine vermiş olduğu cevapta aynen şu ifadeleri kullanmıştır; 'Başkaları tarafından başlanmış ve kanlı bir şekilde kaybedilmiş bir savaşın sorumluluğunu vatan mahvolduktan sonra yaşamayı göze almadığım için kemal-i iftiharla kabul ettim' demiştir. Dolayısıyla Atatürk, Çanakkale muharebelerinde sorumluluktan kaçmayan ve en tehlikeli anda sorumluluğu üstlenmeyi göze alabilen bir komutan olduğunu ispatlamıştı. Çanakkale muharebelerinde sorumluluktan kaçmayan bir komutan olduğunu gösteren Mustafa Kemal Bey, ulusal kurtuluş mücadelesine de önderlik etmiş ve bu mücadeleyi başarıyla taçlandırmıştır. Akabinde de Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur" dedi.
'AYNI ZAMANDA BİR ÇANAKALE GAZİSİ VE KAHRAMANIYDI'
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat yıl dönümüne ilişkin de Dr. Sabah, "10 Kasım 1938 tarihinde vefat ettiğinde Türk milleti sadece Atatürk'ü değil, aynı zamanda bir Çanakkale kahramanını da kaybetmiş oldu. Çünkü Türk milleti bağımsızlık mücadelesini bir Çanakkale kahramanının peşinde vermiş ve ondan sonra ona Atatürk demişti. Dolayısıyla kaybettiğimiz kişi, sadece Atatürk değil aynı zamanda bir Çanakkale gazisi ve kahramanıydı" diye konuştu.
'ATATÜRK'ÜN CENAZESİNİ AYAKTA SELAMLAMIŞTIR'
Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonra yapılan cenaze töreninin bir devlet başkanına yapılan en büyük cenaze törenlerinden biri olarak tarihteki yerini aldığını söyleyen Dr. Sabah, o anların Koleksiyoner Necmettin Özçelik'in arşivinde yer alan fotoğrafını gösterip, "Bu tören esnasında çekilen fotoğraflara baktığımızda, Çanakkale muharebelerinden tanıdık bir ismi de görmekteyiz. Bu kişi, Atatürk'ün Çanakkale'de yenmiş olduğu Anzak Kolordusu Komutanı General William Birdwood'tur. Atatürk'ün cenaze törenine ilerleyen yaşına ve hastalığına rağmen katılmış. Hatta kendisine verilen bir koltuğa da dayanarak Atatürk'ün cenazesini ayakta selamlamıştır" dedi. (DHA)
Tepkiniz nedir?